15 Eylül 2012 Cumartesi

Sosyal Medyada Var Olmak İçin Ben Mi Gerekiyorum?

Elbette hayır. Sadece bugün bir nabız ölçme işine giriştim Twitter üzerinde. Genellikle boş vaktim olduğunda televizyon izlerim. Bazı "havalı" ya da "hipster" insanlar gibi, "Ben televizyon izlemem, izlersem sadece belgesel izlerim" diyen bir zihniyette değilim. Reklamlar başta olmak üzere, belgesel de izliyorum, tek parça film de izliyorum. Dizilere de vakit ayırıyorum (Cnbc-e dizileri dışında, Yalan Dünya, 80ler, vb). Yani bir kısmınızın içinizden "You are a part of sociaty" dediğinizi duyabiliyorum. Beni de zerre ilgilendirmiyor.

Televizyonda, gece ya da gündüz kuşağında bazı programları takip ediyorum ya da rastladıkça izliyorum. Hele ki hafta sonları. Bunları izlemek için bir ev hanımı olmanıza gerek yoktur. Her insan izleyebilir. Genel izleyici derken bunu kastediyorlar.

Bu yazımda isim vermeden, sadece olayı anlatacağım. Çünkü, kişilere, kurum ve kuruluşlara saygım var.

Bugün bir program izliyordum. Genelde takip ettiğim bir program. Sunucuyu severim, samimi bulur ve konu seçimlerini de beğenirim. Bu hafta televizyonda tekrar karşılaştım, konu da çok ilgimi çekti, izleyeyim dedim. Cinsellik psikolojisi hakkında bir uzman konuk edilmişti, bu kişi işinde yetkin bir insandı. Konuşulan konular da epey ciddiydi. Ben de psikolojiye ilgili olduğumdan başladım izlemeye. Lakin bir süre sonra, soruların kesildiğini farkettim. Bu çok normal, çünkü çok soru var ve süre kısıtlı. Sonra, soruların yorumlanmasında, bazı fantezilerin ya da cinsel seçimlerin normal hayata etkisinden bahsederken, sunucunun "Normalde mülayim erkeğin yatakta küfretmesi çok tutarsız" demesine, psikolog bile hak vermiyorken bunu savunmasına çok şaşırdım. Tabi ki herkesin bilgisi ve belirli bir şekilde düşüncesi olabilir. Ancak, bu birikim ve düşünceler, öğrendikçe de gelişir, illa paylaştıkça değil. Gel gelelim, bunun hakkında bir içerik yazdım gün içinde.


Bunu gören başka bir izleyicinin dikkatini çekmiş olacak ki, o da hemen bu fikrime dahil oldu ve ötesinde bir kaç şey söyledi. Haksız da değildi. Kendisiyle de ikili iletişimimiz oldu.


Program sonrası dayanamayan kişi, bize cevap vermekte çekinmedi...


Ah... Terapiste git dedi çocuğa... Biz ki içeriği beğenip daha çok dinleyelim, dinlettirelim derken, bu eleştiriyi şahsi alması yetmiyormuş gibi, siz diye hitap edilen kişinin, "sen" hitabı ve cevabı çok yalnıştı. Ben de nasibimi aldım tabi ki, bir de yeni programının reklamını yapmadan da edemedi kendisi. "Üstümden reklam yapıyorsunuz" diyesim geldi, ancak tuttum kendimi. Çünkü bu ona malzeme verecekti daha fazla.

O kişi de dayanamayıp cevap vermeye devam etti, cevaplar içinde ben de vardım, ama mention kaldırması rica ettim kendisinden. Beni kırmadı. Ona binlerce teşekkürler. Ki teşekkürlerimi kendisine de ilettim.

Uzun lafın kısası, sosyal medyada var olmak için, genel anlayış sanırım "Çemkirmek" ya da birilerini ezerek "Bakın ben cevabı yapıştırdım" demek. Öyle olsun madem. Ancak sırf şu olay yüzünden hakaret davası dahi açılabilir. ben olsam öyle yapardım.

Bir daha bu programı ya da bu sunucunun sunduğu diğer programları izleyeceğimi kesinlikle düşünmüyorum. Başkalarını etkilemek istemediğim için de burada tekrar belirtmek isterim ki, ne isim ne de kurum-kuruluş belirtmeyeceğim. Çünkü "onların" medya ya da sosyal medyada var olması ya da yok olması benim ile alakalı bir durum kesinlikle değildir. Bu sadece kişilerin tavırlarını sergileyen bir yazıdır.